Karar ve hüküm
-Sezai Karakoç-
Hurmalar da Meryem gibi mi gebe kalırlar
Bir deve kızdı mı Roma Devleti gibi mi höykürür
Çöl çıban gibi vaktinde mi gelir
Çöl mü düşer çıbanlardan yerlere bir bir
Çöl mü ürer büyük kentlerde sahaflarda devrim devrim
Denizin kuma vurmuş rüzgârlaşmış gölgesi mi dersin
Çöl yakışır mı Taha’nın kundurasına anneli gümüşten
Ki dönük eski sandıkların topraklaşmış aynasına
İki tabuttur ayaklarında kunduralar Taha’nın
Taştan hıncını alırlar boşalmış tabutların
Ayaklarına sinmiş ölü kara su inmiş gibi
Denizden geçmiş ölüler sinmiş ayaklarına
Yanmış gibi bir kış geçirmiş bir kerpiç gibi bir duvarda
Yıldızlara bakarak kaynayıp durdu Taha
Birden içinden bir ses bağırdı
İlyas İlyas
Bir kavga çıkartma
Denizde bir kavga
Çıkartma
Dolaşıp duruyorsun kızıl bir kayıkta
İlyas
Denizde bir kavga çıkartma
Şehirde bir kıyamet
İlyas
Denizde bir kavga
Kopartma
Güneşin batışına bakıp bakıp
İlyas
Denizde bir kavga çıkartma
Şehir son çizgilerini de kaybetti akşamda
Ölülerin acısından bir düğün havada
Kiliselerle cevizlerin kırılışını andıran
Yalancı bir diriliş çanı
Bir kibrit ateşinde
Yükselen bir cin ezanı
Geceye batıp batıp kendi dumanında
Bir mahşer bir kıyamet çıkartma Taha