Ya Rab Hemişe Lütfunu…
-Fuzûlî-
Yâ Rab hemîşe lütfunu et rehnümâ bana
Gösterme ol tarîki ki gitmez sana bana
Kat‘eyle âşinâlığım andan ki gayrdır
Ancak öz âşinâların et âşinâ bana
Bir yerde sâbit et kadem-i itibârımı(1)
Kim rehber-i şerîat ola muktedâ bana
Yok bende bir amel sana şâyeste âh eger
A‘mâlime göre vere adlin cezâ bana
Havf-ı hatâda muzdaribem var ümîd kim(2)
Lütfun vere beşâret-i afv-ı hatâ bana(3)
Ben bilmezem bana gereğin sen hakîmsin
Men‘eyle verme her ne gerekmez sana bana
Oldur bana murâd ki oldur sana murâd
Hâşâ ki senden özge ola müdde‘â bana
Habs-i hevâda koyma fuzûli-sıfat esîr
Yâ Rab hidâyet eyle tarîk-i fenâ bana
Günümüz Türkçesiyle Anlamı:
Ya Rabbi, daima lütfunu bana rehber et. Sana gitmeyen, vasıl etmeyen yolu bana gösterme. Kes aşinalığımı (yakınlığımı, dostluğumu) senden gayrı şeylerden. Ancak hakiki aşinalarını aşina et bana. İtibar ayağımı (itibar edip yöneldiğim yönü) bir yerde sabit et ki (orada) şeriatın rehberi (Hz. Peygamber) bana rehber olsun. Yok bende sana yaraşır bir amel (kulluk, ibadet taat). Eğer amellerime göre adaletin işlerse, cezamı adaletinle verecek olursan ah ki ah bana! Hata korkusundan (tehlikeli yola sapmaktan) muzdaribim. Ümit ederim ki lütfun bana hatamın affı müjdesini vere. Ben bilmem bana gerekeni sensin hakim/hekim. Sana gereksiz gelen (sana vasıl olmamda lazım olmayan) ne varsa onları benden menet, verme. Bana murad olan, sana murad olandır (senin murad ettiğin). Hâşâ ki senden başkası olamaz maksadım, muradım. Hevada hapsetme, fuzuli gibi/gereksiz şeylerin esareti altında bırakma. Ya Rabbi, fenâ (kesretten/şeylerden geçip fenafillaha erişme) yoluna beni hidayet eyle, sevk et, bana doğru yola göster.
Şiir Notları:
(1) Veya “Bir yolda…”.
(2) Veya “Havf u hatarda” (Korku ve tehlikede, tehlikeli yolda).
(3) Veya “… afv u atâ” (af ve ihsan, cömertlik).